Tel:

Fax:

Email:

www.hayatiboskut.com.tr

Celal Bayar Üniversitesi


Tübitak

Y.Ö.K


ÖSYM

Resmi Gazete


İletisim


Ana Sayfa

Hakkımızda

Tüm Programlar

Makaleler

Kİmya ana bİlİm dalI Bİlgİsayar , tasarIm ve yazIlIm teknolojİsİ Web sİtemİze hoşgeldİnİz
Ana Sayfa HakkImIzda Tüm Konular Makale İletİşİm
www.hayatiboskut.com.tr
Kimya Ana Bilim Dalı

3.4.6.1 Asal Gazlar
              
Helyum havadan hafif ve yanmayan bir gazdır, meteoroloji balonlarında kullanılır. Argon, havaya karşı duyarlı maddelerin korunması için, metallere kaynak yapılması sırasında yükseltgenmeyi engellemek için koruyucu gaz olarak kullanılır. Ayrıca asal gazlar neon lambaları, fluoresan lambaları gibi çeşitli aydınlatma araçlarında kullanılır. Helyum, başta Neon olmak üzere lazer ışınlarının eldesinde kullanılır.

           1962 yılına kadar, asalgaz bileşiklerinin elde edilmesiyle ilgili çalışmalar başarılı olmamıştır. Asal gazların ayrıca 3C6H4(OH)2. 0,7 Kr gibi bazı katıların bileşiminde olduğu belirlenmiştir. Ancak bu bileşikler gerçek asal gaz bileşikleri değildir. Katı oluşumunda bazı moleküllerin arasında kalan uygun büyüklükteki boşluklara asal gazların yerleşmesiyle oluşmuşlardır. Böyle bileşiklere kafes bileşikler denir.

           İlk Ksenon bileşiği 1962'de Neil Bartlett tarafından ksenonun PtF6 ile reaksiyonu ile Xe(PtF6) bileşiği şeklinde izole edilmiştir. Bartlett, platin hekzafluorür ile yapmakta olduğu deneyler sırasında O2(PtF6) bileşiğini oluşturmuştur. O2 'nin iyonlaşma enerjisi ile Xe'nin iyonlaşma enerjilerinin birbirine yakın olduğunu düşünen Bartlett, ilk asalgaz bileşiğinin sentezini yapabilmiştir.

           Bugün ksenonun fluor bileşikleri nikelden yapılmış reaksiyon kaplarında elementel haldeki ksenon ve fluorun doğrudan reaksiyonu ile yapılmaktadır. Kapların iç yüzü NiF2 ile kaplanarak fluorun kap ile etkileşmesi önlenmektedir. Değişen sıcaklık ve basınç şartlarında XeF2, XeF4 ve XeF6 bileşikleri elde edilebilmektedir. Ksenonun diğer bileşiklerinin çoğu fluorürlerinin hidrolizi sonucunda oluşurlar.


Suyun aşırı olması halinde ksenon oksit oluşur.


Ksenon fluorürlerin hepsi yükseltgen bileşiklerdir ve fluorür vericileri olarak davranırlar. Reaksiyonlarında elementel ksenon ve yükseltgenme ürünleri verirler.

                Radon ksenondan daha düşük iyonlaşma enerjisine sahiptir ve kimyasal reaksiyonlara daha yatkındır. RnF2 ve benzer bileşikleri oluşturabilir. Ancak radonun radyoaktif olması nedeniyle bu bileşiklerin yapılarının ve özelliklerinin belirlenmesi güçtür. Doğaya saldığı ışımaların şiddeti, kozmik ışınların ve diğer ışımaların oluşturduğu doğal ışıma düzeyinin üstünde değildir. Ancak önemli ölçüde uranyum içeren kayalardan hazırlanan yapı malzemelerinde normal sınırların üzerinde radon çıkışı gözlenmiştir.

            Kripton çok daha büyük iyonlaşma enerjisi nedeniyle oluşturduğu bileşiklerin sayısı çok daha sınırlıdır. Kripton difluorür (KrF2), düşük sıcaklıklarda (-196oC) kripton ve fluor gazları karışımından yüksek gerilimli elektrik arkı sağlanarak elde edilmiştir. KrF2 doğrusal moleküllerden oluşan beyaz renkli bir katı halindedir. Endotermik reaksiyon sonucunda elde edilen bu bileşik çok karasızdır ve ancak düşük sıcaklıklarda yapısını muhafaza edebilir.

 Bölüm Özeti
Atomun Yapısı bölümünü tamamladınız. Bu bölümde anlatılan konular kısaca şöyledir;

              Elementlerin belirli bir kurala göre dizilmesi ilk defa Döbereiner tarafından 1817 yılında Triadlar Kuralı olarak öne sürülmüştür. 1863 yılında John Newlands ise Oktav Kuralı ile sistematik bir düzenlemeye ilk adımı atmıştır. Modern periyodik cetvel 1868-70 yılları arasında Rus kimyacı Dimitri İ. Mendeleev ve Alman fizikçi Lother Mayer’in birbirlerinden bağımsız olarak yaptıkları çalışmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Mendeleev henüz keşfedilmemiş elementlerin özelliklerini doğru olarak tahmin etmiş ve periyodik cetvel ile özdeşleşmiştir. Atom Yarıçapı, İyonizasyon Enerjisi, Elektron İlgisi gibi atomik özellikler, grup ve periyotlar boyunca düzgün değişirler. Metalik Karakter ve benzer kimyasal özellikler ile bileşiklerin fiziksel ve kimyasal özellikleri de periyodik değişime büyük ölçüde uyarlar.



Genel Kİmya konlarI Genel Kİmya konlarI Gerİ Genel Kİmya konlarI Devam